Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, BMBG’nin vazife mühletini 6 ay mühletle uzatan 2537 (2020) sayılı BMGK kararının bugün geçtiği belirtildi.
Açıklamada, “BMGK, kelam konusu kararında da daha evvelki yıllarda olduğu üzere genel prestijiyle Ada ve bölge için hakikat ve olumlu sonuçlar doğuracak, kararlı tespitler yapmaktan ve adımlar atmaktan siyasi münasebetler nedeniyle geri durmuş, böylece gelinen noktada mevcut gerginlik ve çıkmazların kesimi olmuştur.” sözlerine yer verildi.
Ada’da ve bölgede giderek artan gerginliğin nedeninin Rum tarafının hidrokarbon kaynaklarına ait paylaşımı daima dışlayan, maksimalist yaklaşımının olduğu vurgulanan açıklamada, BMGK’nin gerginliğin azaltılması tarafında iş birliği, diplomasi ve diyalog daveti yapmamasının büyük bir eksiklik olduğu kaydedildi.
Açıklamada, “BMGK gerginliği azaltma davetinde samimi ise Doğu Akdeniz bölgesindeki olumsuz tırmanışın ortadan kaldırılması için derhal adım atması ve Ada’daki iki tarafa karşılıklı bağımlılık yaratacak, var olan derin itimat krizini ortadan kaldıracak iş birliği, diplomasi ve diyalog daveti yapması koşuldur.” sözleri kullanıldı.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in ekonomik, ticari, turizm ve polis üzere bahislerde iki taraf ortasında iş birliği yapılmasına ait son devirdeki raporlarındaki vurgunun, BMGK kararlarında gerektiği biçimde yer almadığına dikkati çekilen açıklamada, BMGK’nin Ada’daki taraflar ortasında karşılıklı bağımlılığa dayalı bir bağlantı kurulmasını sağlayacak ve müzakere yoluyla bir tahlile ulaşmalarına hizmet edecek iş birliğini vurgulamaktan kaçınmasının nedenlerinin sorgulanır hale geldiği kaydedildi.
“RUM KISMI, DÜŞMANCA ADIMLAR ATMAYA DEVAM EDECEK”
Açıklamada, BMGK’nin bu halinin, Kıbrıs Türk tarafıyla iş birliğinden ısrarla kaçınan Rum tarafının niyetini örtbas etmesine yer hazırladığına işaret edilerek, “Bir taraftan Ada’nın gerçekleriyle ve gereksinimleriyle bağdaşmayan askeri bir iş birliği sistemi kurulmasını öngören BMGK, iki halk ve otoritelerinin birbirleriyle gerçek manada çalışmalarını sağlayacak iktisat, turizm, ticaret, hidrokarbon kaynakları üzere mevzularda iş birliği yapmalarını öngörmüyor olması büyük bir tezattır.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Güney Kıbrıs Rum Idaresi’nin (GKRY) orta bölgede giderek artan ve tehlikeli bir boyuta ulaşan düşmanca adımları çerçevesinde, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisinden ötürü kapanma devrini de fırsat bilerek hudut uzunluğuna inşa ettiği 187 beton mevzi konunun kararda yer almadığı belirtilen açıklamada, bu gerçeğin BMGK tarafından memleketler arası kamuoyundan gizlendiğine vurgu yapıldı.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
“BMGK, bu formda kararlar aldığı sürece; GKRY statükoyu ihlal eden, provokatif, düşmanca adımlar atmaya ve daha da fazla silahlanmaya devam edecek. Hiç kuşkusuz Ada ve bölgedeki gerginlik de daha tehlikeli boyutlara ulaşacaktır.
Misyonu dünyadaki barış, istikrar ve güvenliğe hizmet etmek olan BMGK’nin Rum tarafının bu kışkırtıcı ve düşmanca adımlarını kararlarında kınaması vazife ve sorumluluğudur. Statükoyu ihlal eden kelam konusu mevzi ve askeri yığınağın bir an evvel kaldırılmaması halinde karşılık adımlar atacağımız Sayın Bakanımız tarafından BM’ye iletilmiş ve bu kararlılığımız halkımızla paylaşılmıştır.”
“KIBRIS TÜRK TARAFININ DAVETININ CEVAPSIZ BIRAKILMASI KABUL EDİLEMEZ”
BM’nin tüm barışı muhafaza operasyonlarında olmazsa olmaz temel unsurlarını kayda geçiren, bu operasyonların talimatnamesinde yer alan ve BMGK tarafından kurallara uyulması emredilen “tarafların başka farklı isteğinin alınması ilkesi”nin, Kıbrıs’ta BM’nin kendisi tarafından ısrarla göz arkası edildiği belirtilen açıklamada, “Kıbrıs Türk tarafının isteğinin alınması istikametindeki davetinin daima olarak cevapsız bırakılması kabul edilemez.” tabiri yer aldı.
Hürriyet
