Spor Arena / Süleyman ARAT – F.Bahçe’de en çok merak edilen yeni transferlerden Kemal Ademi’nin İsviçre basınında yer alan röportajları, futbolculuğu ve ferdî özellikleri hakkında kıymetli bilgiler veriyor. Kosova’da yaşanan iç savaş nedeniyle ailesinin göç ettiği Almanya’da dünyaya gelen, futbola İsviçre’de başlayan Ademi, oyun biçimini, “Topu saklayarak sırtı dönük oynamayı seven bir pivot santrforum. Rakip defansa fiziğimle üstünlük sağlarım. Uzun boyuma rağmen süratliyim. Agresif bir oyun üretim var. Baş toplarının yanında şutlarda da iyiyim” diye anlatıyor.
‘Biraz mecnun yanım var, aklıma geleni söylerim’
Aklına geleni direkt söylediği için kendisini “Biraz mecnun yanım vardır” diye tanım eden 1.98’lik santrfor, “Futbolda her şeyi onu izleyerek öğrendim” diyecek kadar Zlatan İbrahimovic hayranı. İsveçli yıldızdan bir şeyler öğrenmek için hâlâ görüntülerini izlediğini söyleyen Ademi, “Onun saha içindeki duruşunu ve liderliğini örnek alıyorum ve kendime o kadar uyarlıyorum ki, oynadığım ekipteki lakabım Zlatan oldu” diye konuşuyor. Röportajlarında kendiyle barışık bir insan portresi çizen Ademi “Uzun uzunluklu olduğum için konutta lambaları ben değiştiriyorum, kimsenin uzanamadığı raflara uzanıyorum! Herkes başımı bir yere vurup vurmadığımı soruyor. Hayır başımı pek vurmam” diyor.
‘Bir tane dua bilirim, her maçta onu okurum’
Kendisini Müslüman olarak tanımladığını belirten Ademi, inancı ve aile yapısı hakkında şu bilgileri veriyor: “Babamdan insanlığı, herkese saygıyı ve natürel ki domuz eti yememeyi öğrendim. Her maçtan evvel Kuran’dan bir dua okuyorum. Aslında yalnızca bir tane dua biliyorum. Lakin bu oldukça uzun bir dua. Her maç onu ederim. Ben duamı yalnızca kendim için değil alandaki tüm sportmenler için ederim. Uğurum her maç babamla telefonla konuşmak anneme ve kardeşim Sanel’e bildiri atmaktır. Babam bana çok düşkündür. Almanya’da oynarken 6 saat gidiş 6 saat dönüş yolu göze alır, ayda 4 kere beni ziyarete gelirdi.”
Aslen Kosovalı lakin Almanya’da doğdu, İsviçre’de büyüdü
Kemal Ademi, futbola ve hayata bakış açısını şöyle anlatıyor: “Babam aileyi toplayıp Kosova’dan kaçınca Almanya’nın Villingen-Schwenningen kentine gelmiş. Ben orada doğdum. Lakin daha sonra akrabalarımızın yaşadığı İsviçre’nin Harisau kentine yerlemişiz. Amcamın zorlamasıyla futbol okuluna yazıldım. Almanya’da Hoffenheim 2. ekibine transfer olunca, muvaffakiyetin kimseden armağan gelmediğini, çok çalışarak kazanıldığını öğrendim. Babam da bana bu yüzden ’Oğlum sende Alman mantalitesi var’ der.”
Hürriyet
