Güntekin Onay, Beşiktaş’ın çabanın çeşitli kısımları dışında makûs bir performans ortaya koymadığını belirtirken ayrıntılara yenik düştüğünü kaydetti. Uğur Meleke ise iki grup ortasındaki taktiksel sadakat farkına dikkat çekerken Hollandalı futbolcu Malen’la ilgili çarpıcı bir istatistiğe vurgu yaptı.
Güntekin Onay: Beşiktaş ayrıntılara yenik düştü
Kartal, böylesine güçlü bir grup karşısında rakibinin gerisinde kalmadı.
Beşiktaş, oyunun çeşitli kısımları hariç makus futbol oynamadı. Lakin Dortmund’un birinci tesirli atağında golü bulmasıyla demoralize oldu. Borussia Dortmund kümenin favorisi ve kabul etmek gerekir ki fizikî olarak Beşiktaş’tan üstün bir grup. Atletik yeteneklerinin dışında teknik olarak da yüksek kaliteye sahip Dortmund’lu futbolcular nitelikli bir baskıyla Beşiktaş’ı zorladı.
CYLE LARiN SIRITTI
Böylesine güçlü bir grup karşısında Beşiktaş’ta Atiba hiç gününde değildi ve tempo olarak bu düzeyin altında kaldı. Larin’in de hantal manzarası Dortmund karşısında yetersiz görünmesine yol açtı. Larin, ligimizde fiziği ile fark yaratıyor tahminen lakin Şampiyonlar Ligi düzeyinde dün gece ne yazık ki sırıttı.
Sergen Yalçın, Atiba ve Larin yerine Kenan ve Salih ataklarını yaptıktan sonra oyunun akış istikameti tekrar Beşiktaş’a döndü. 2-1’i getiren gol tahminen biraz daha erken olmuş olsa son kısım daha farklı da olabilirdi.
MONTOREO BAŞARILIYDI
Dün Beşiktaş’ta Pjanic klasını gösterdi. Montero, attığı golü kenara bırakalım kritik müdahaleleri ve ikili çabalardaki başarısıyla çok iyi bir maç çıkarttı. Beşiktaş’ın dün gece yaşadığı meselelerden biri de santrfor Batshuayi’nin yanına gole yönelik 2’nci bir oyuncuyu daha sokamamasıydı. Dün yüksek fizik kaliteye, güce ve tempoya yönelik taktiksel bir maç oldu. Bu düzeyde küçük ayrıntılar da kıymetli. Kaleci Ersin, Dortmund’un birinci golünde dar açıdan o vuruşa yenik düşmemeliydi.
Beşiktaş, bu maçtan dersler çıkartmalı. Bu düzey için güçlü ve zayıf taraflarını iyi kıymetlendirmeli. Siyah beyazlı temsilcimiz açısından sevindirici olan ise böylesine güçlü bir grup karşısında rakibinin gerisinde kalmamasıydı.
Uğur Meleke: Bu sezon Malen’e karşı üçüncü maç
Dün skoru belirleyen etkenlerden biri iki kadro ortasındaki fizikî düzeydi.
Borussia Dortmund 600 milyon Euro’ya yakın bedeli, Haaland ve Bellingham üzere yüz milyon etiketli oyuncularıyla alışılmış ki öbür bir düzey. Bu kümedeki her ekibi her yerde yenebilirler. Sorun de bu değil aslında. Dünkü maçta beni temel ilgilendiren, skoru belirleyen gollerde oyuncu kalitesi kadar taktiksel sadakatle, fizikî düzeyle ilgili sıkıntıların ön plana çıkması.
TEK EKSİK GOLDÜ
Beşiktaş aslında maça tesirli başladı. 20 dakika boyunca çok iyi oynadılar, tek eksik goldü. Sergen Yalçın’ın bir Muhteşem Lig maçına çıkarmışçasına gösterdiği yüreğe de, oyuncuların gayretlerine da diyecek yok. Fakat Sergen Yalçın’ın da söylediği üzere, Şampiyonlar Ligi apayrı bir düzey. Beşiktaş’ın Harika Lig’de kat ettiği aralık ortalaması yalnızca 107 kilometre… Bu fizikî düzeyin Harika Lig’e yettiği açık. Beşiktaş şimdi ligde gol yemediği üzere, kalesinde verdiği net durum sayısı da yalnızca dört. 34 yaşındaki Marek Hamsik, Trabzon-Galatasaray maçında 12,5 kilometre koştu ve ligde haftanın en çok aralık kat eden ikinci oyuncusu oldu zira Serie A’dan geldi ve orada hayatta kalmak için bu fizikî düzey kural. Maalesef Serie A’nın kâfi kaidesi, Üstün Lig’in tepesine çıkarabiliyor sizi.
TAKTİKSEL SADAKAT
Dün Dortmund’la Beşiktaş’ı ayıran bir öteki fark da bence taktiksel sadakatti. Birinci golü atan Bellingham o sırada sağ iç oynuyordu. Ve alanda eşleştiği adam Beşiktaş’ın sol içi Atiba’ydı. Maalesef Atiba kaçırdı o eşleşmeyi. Bellingham ikinci golü yarattığında da sol içteydi ve eşleşmesi bu defa Pjanic’ti. Olanları biliyorsunuz. Futbolda çağın en temel prensiplerin biri taktiksel sadakat. Yerinizi, rolünüzü, adamınızı kaybetmeyeceksiniz. Kaybederseniz bu türlü kesiyorlar faturayı.
KARTAL’IN EKSİKLERi
Dün tahminen her şeyi hakikat yapsak da maçın sonucu değişmeyebilirdi lakin kimi şeyleri daha iyi yapabileceğimizi de söylememiz gerek:
1- Kobel uzaktan şutlarda problemli bir kaleci. Bunu pek deneyemedik.
2- Borussia Dortmund, Bundesliga’nın hava topu sonuncusu. Keşke daha fazla deneseydik kenar ortalarını.
3- Sergen Hoca, 60 ve 78’de yaptığı iki değişikliği sanki 46’da yapmayı düşünemez miydi? Bilhassa Atiba makûs bir birinci devre oynamıştı zira.
MALEN’A KARŞI ÜÇÜNCÜ MAÇ
Dün akşam maçı izlerken bir deja-vu hissi yaşadım. Çünkü güya daima Donyell Malen’la karşılaşıyormuşuz üzere geldi bana! Sonra fark ettim, sahiden de Hollandalı forvet bu dönem 3 başka grupla üçüncü kere Türkler’le eşleşiyor. Temmuz’da PSV, Galatasaray’ı 5-1 yenerken oynamadı ancak Eindhoven kadrosunun futbolcusuydu. Akabinde 6-1’lik Hollanda-Türkiye’yi maçında forma giydi. Dün de Beşiktaş’la karşılaştı genç adam.
BİZE UİLENBERG DEĞİL LAHOZ LAZIM
Şampiyonlar Ligi hakikaten futbolun doruğu. UEFA ülkeler sıralamasında geçen yılı 13’üncü bitirdiğimiz için Üstün Lig’de 202122 döneminin şampiyonu direkt olarak kümelere giremeyecek. Hasebiyle bir daha Türkiye’de ne vakit bu büyülü Devler Ligi marşını dinleyebileceğiz, bilemiyorum. Çok da üzgünüm bu bahiste. Umarım bu dönem üç İstanbul büyüğü kümelerde gösterecekleri performanslarla yüzümüzü ağartır ve gelecek için mükemmel puanlar kazanırlar.
FUTBOLCULARLA OYNADI!
Dünkü Şampiyonlar Ligi maçının bir öbür dikkat cazibeli performansı da Lahoz’undu. Kararları yanlıştır-doğrudur bunu tartışmıyorum. Lahoz’la ilgili temel dikkat cazip şey, maçı adeta futbolcularla birlikte oynaması. Harika bağlantı hüneri. Ve kolay düdüklerle oyunu kesmemesi. Lahoz’u sıkça bu düzeylerde izliyoruz ve her izlediğimizde bana hissettirdiği duygu şu: Kusur yapabilir lakin oyunu gereksiz kesmez. Futbolu sever, oyunun ruhuna uygun davranır. Yani tam da Üstün Lig hakemlerinin hissetmesi ve hissettirmesi gereken şey.
Lahoz 44 yaşında. Önünde artık çok uzun bir hakemlik serüveni kalmadı. Keşke TFF, hakem eğitimleri için Uilenberg gibileri değil de Lahoz’u getirebilse gelecekte. Lahoz’un mantalitesine çok gereksinimi var zira Türk futbolunun.
BELLİNGHAM’IN BABASI MARK
2003’lü Jude Bellingham dün maçtaki birinci golü attığında eşleştiği adam 1983’lü Atiba’ydı. O anda ister istemez Jude’un babasını merak ettim ve araştırdım. Mark Bellingham şu anda 45 yaşında. Mark da amatör bir futbolcuymuş ve o düzeyde 700’den fazla gol attıktan sonra 2017’de futbolu bırakmış
Hürriyet
