Barem’den yapılan açıklamaya nazaran, Barem, küresel ortağı WIN Group ile birlikte şahsî bilgilerin berbata kullanımı üzerine tecrübelerin incelendiği bir araştırma gerçekleştirdi.
40 ülkede akıllı telefon sahibi 26 bin 785 şahısla, Türkiye’de ise yeniden akıllı telefon kullanan 570 bireyle görüşüldü. Araştırmaya katılanlara son 2-3 yılda şahsî bilgilerinin berbata kullanımı ile ilgili nasıl bir deneyim yaşadıkları soruldu. Tecrübeler; spam mail alma, oltalama maili alma, e-mailinin hack’lenmesi, ferdî datalarının sızdırılması ve banka hesabı ya da kredi kartının hack’lenmesi ile ilgiliydi.
Araştırma sonuçlarına nazaran, şahsî datalarıyla ilgili hiçbir sorun yaşamamış olan akıllı telefon kullanıcılarının oranı dünyada yüzde 44 iken, Türkiye’de bu oran yüzde 49 oldu. Kişisel dataların kullanımı alanında Türkiye, dünya ortalamasına nazaran daha emniyetli durumda. Ortadoğu ve Asya Pasifik ülkelerinde bu meselelerin hiçbiriyle karşılaşmamış şahısların oranı yüzde 62 ile en yüksek düzeyde bulundu.
Türkiye’de de dünyada da en çok KVK ihlali nispeten pak bir alanda görünüyor. Bu da, insanlara daha evvel bağlantıları olmayan firmalardan spam mailler gelmesi oldu. Son 2-3 yılda bu biçimde mail aldıklarını söyleyenlerin oranı dünyada yüzde 37 iken, Türkiye’de bu oran yüzde 43’e çıkıyor. Dünyada, Amerika yüzde 51 ile, Avrupa ise yüzde 46 ile bu durumdan en muzdarip bölgeler ortasında yer alıyor.
Oltalama (phishing)
Yemleme de denilen bu e-dolandırıcılık tekniğinde şahıslara, banka hesabı yahut kredi kartı detaylarını vermeye teşvik eden mailer gönderiliyor. Dünya genelinde son 2-3 yılda bu türlü mailler aldığını söyleyenlerin oranı yüzde 24 oldu. Bu oran Afrika ve Avrupa ülkelerinde yüzde 32’ye, Amerika kıtasında yüzde 31’e çıkıyor. Türkiye genelinde bu oran yüzde 10 iken, erkeklerde ve kendi hesabına çalışan bireylerde yüzde 14’e, üst eğitimli şahıslarda yüzde 16’ya kadar yükseliyor.
Son 2-3 yılda e-posta hesabının hack’lendiğini söyleyenlerin oranı dünyada yüzde 11 iken bu oran, Amerika kıtasında yüzde 15’e çıkıyor. Türkiye’de e-maili hack’lenenler ise yalnızca yüzde 4 oranında bulundu.
Rastgele bir nedenle bir yere verdiği şahsî bilgilerin kendi onayı olmadan öteki yerlere sızdırılması tecrübesini yaşayanların oranı dünya genelinde yüzde 10 oldu. Afrika ve Amerika kıtalarında bu oran yüzde 13’e çıkıyor. Türkiye’de ise bu oran yüzde 14 ile dünya ortalamasından daha yüksek oldu.
Finansal hack’lenme daha az görülse de ziyanları büyük
Tüm bu ferdî bilginin berbata kullanımı uygulamaları ortasında insanların en büyük kabusu, kuşkusuz banka hesabı yahut kredi kartının hack’lenmesi. Dünya genelinde bunu yaşamış olanların oranı yüzde 8 oldu. Afrika kıtasındaki ülkeler yüzde 12 ve Amerika kıtasındaki ülkeler ise yüzde 11 ile bu alanda da en yüksek oranlara sahip oldu. Türkiye’de banka hesapları yahut kredi kartları hack’lenenlerin oranı yüzde 7 olarak görüldü.
“Veri güvenliği şuuru artmalı”
Açıklamada görüşlerine verilen Barem Genel Müdürü ve Ar-Ge Merkezi Önderi Sencer Binyıldız, “Türkiye’nin data güvenliği konusundaki durumu, tüketicinin araştırma sonuçlarına yansıyan algısından daha vahim.” açıklamasında bulundu.
Binyıldız şunları tabir etti:
“Öncelikle Türkiye’de kamu kuruluşları dahil olmak üzere çok sayıda firma ve kişi yurtdışı online araştırma platformları kanalıyla araştırma yapıyor. Bu bilgilerinin yurtdışına gitmesi ve orada tutulması, aslında tarayıcı ve geolokasyon bilgileri dışında ulaşılması çok sıkıntı olan kıymetli datanın, onu ne biçimde kullanacağı kuşkulu mercilere ikram edilmesi demek. Ayrıyeten şahsî dataların bankalar, cep telefonu operatörleri üzere yüklü ölçüde şahsî bilgi bulunduran kuruluşlardan hack’lendiği, sızdırıldığı yahut satıldığı haberleri de aklımızda. Toplumun her bölümünün bilgi güvenliği konusunda şuurlu olması ve hassas davranması gerektiğini düşünüyorum.”
Hürriyet
