Bilhassa oyuncuların meslek çizgileri çok konuşulur ve kıymetlendirilir. Senin çizginde ise üste hakikat bir ivme var. Bu seyahatin neresindesin şu an sence? Nasıl gidiyor?
İyi gidiyor. Benim için hiçbir vakit kâfi değil. Kimse de ben oldum dememeli. Lakin iyi gidiyorum üzere hissediyorum. O yüzden iyi hissediyorum, inşallah bu türlü devam eder. Daima yetersiz gelmesi demem kendimi kötülemek için değil. Fikir olarak kendimi ödüllendirmeyi seviyorum ve ortada iyi gidiyor diyorum. Fakat her vakit yetersiz zira her vakit daha düzgünü vardır.
Hayatında durağan bir periyoda girersen nasıl karşılarsın? Depresif mi olur?
Hayır, o da olabilir. Bu duruma nasıl tamam diyorsam o vakitte tamam olmalıyım.
Leyla karakterini nasıl karşıladın?
Çok keyifli oldum ve sevinçle karşıladım. Hem meslek olarak inanılmaz beşerlerle çalışma fırsatım oluyor hem de tanıştığım andan itibaren hiç dışarıda hissetmedim. Baya o denli Leyla oldum, geziyorum. Başım da Leyla şu anda. Çok anlayamıyorum, ne oluyor ne bitiyor diye. Evet, sahiden buradayım hissini yaşıyorum.
Bu rolün senin olduğunun haberi geldiği vakit ne yaptın?
Birkaç günlüğüne İzmir’e gitmiştim. Benim üniversitede akademik geçmişim de var. Devam eden arkadaşlarımı ziyarete gitmiştim. Telefon gelip bana “Leyla oldun.” dediklerinde çok şaşırdım. Yıllardır benimle olan yakın arkadaşlarımın yanında haberi almam da hoş oldu.
Set nasıl geçti?
Çok hoş geçti. Dün Ali ve Köksal ağabey vardı, daha küçük bir setti. Birkaç sahneyi çektik. Onur hoca zati çok iyi hissettiriyor. Çok keyifliydi.
O karakterin yükü ağır geldi mi?
Rolü aldıktan sonra ben daima kendi kendime “Evet, bu karakter çok ağır bir yük ancak sen yalnızca işini çok iyi yapan beşerlerle çalışma fırsatı yakaladın. Bunu nasıl değerlendirdiğin kıymetli. Gerisini çok fazla düşünme.” dedim. O panik kısmını bastırıyorum, tatlı bir heyecana dönüşüyor.
İşin realitesine baktığın vakit sıkıntı. Yalnızca senin için değil; projenin tekrar hayata geçecek olması, dijitalde yayınlanması, periyot değişti ve güldürü algısı farklı üzere bir sürü etken var. Bu zorluk içinde sen bunu yaşarken keyif alıyor musun?
Çok keyifli. Bahtıma çok farklı karakterler geldi. O yüzden her seferinde kendimde yeni bir şey keşfediyorum. Onu da yapabiliyormuşum galiba ya da burası bana pek olmadı üzere durumlar başımı yoruyor ve hoşuma gidiyor.
Sence neden tercih ediliyorsun?
Instagram üzere toplumsal medya araçlarını iyi kullandığımı düşünüyorum. Galiba ondan ötürü. Kendimi Instagram’da çok açık gösteriyorum. O yüzden bundan bu da çıkabilir tahminen diyor olabilirler. İnterneti iyi kullanmak çağımız için hayli kıymetli. Ancak ben 7 yıldır Instagram’a görüntü çekiyorum.
Şanslı mısın?
Şanslı biriyim. Bunu kabul etmeye başladım artık. Baht çok değerli bir şey bu süreçte. Natürel ki insanın kendi yaptıkları da kıymetli fakat tercihler ortasından seçim yapmak seni öteki yerlere götürüyor.
“Leyla ile Mecnun” projesini tahminen de birinci kere izleyecek olan bir kitle olabilir. Oradaki kitle Leyla karakterini sever mi sence?
Natürel ki ön yargılı yaklaşılabileceğini düşünüyorum. Baş olarak kendimi buna hazırladım. Severler mi? Kıymetli olan Leyla ile Mecnun’un ahengi muhtemelen. Bizim birinci set günümüz çok iyi geçti. İnşallah severler. Ön yargılı yaklaşmasınlar kâfi.
Instagram için çektiğin o görüntüler, temelini atmayı hedeflediğin bir şey miydi yoksa öylesine mi başladın?
Daha evvel Scorp isminde bir uygulama vardı. Lisede çok utangaç bir çocuktum ve çok fazla konuşamazdım. Tiyatro kulübüne girmeye çalıştım. Üzül, ağla, keyifli ol diyorlardı; ben bunu hayatta yapamam dedim. Zati o periyotlar hislerimi söz edemiyorum. Üniversite vaktinde Scorp uygulamasında hazır başlıkların olduğunu gördüm. Sonra görüntüler çekmeye başladım. Çektikçe beğeniliyor mu sanki yapabilir miyim diye düşünmeye başladım. Sonra yüksek lisansta tiyatro kursuna gittim. Orada 2 sene eğitim aldım. Sonra baktım bunu seviyorum ve keyif alıyorum. Hayatım benim için çok garantiydi. Yüksek lisans biter, doktora yaparım, akademisyen olurum diye düşünüyordum.
Birinci işin nasıl oldu?
Buraya geldim, özel kesimde çalışırken ansızın istifa ettim. Reklamlarda oynamaya başladım. Bizim ajansın cast yöneticisi bana denk geliyor. Bir televizyon kanalında yayınlanacak olan bir diziye audition verdim ve başladım.
En son en çok istediğin şey neydi?
Leyla karakterinin olmasını çok istedim.
En son en çok hüzünlendiğin anı paylaşabilir misiniz?
Hüzünlerim çok uzun sürmüyor. İzmir’de 2 tane kedimiz var bizim. Annemler, bir adedinin görmediğine dair bir şeyler fark etti. Geceleri bağırıyor, çarpıyor, düşüyor. Halbuki aslında görmüyormuş. Ona çok üzüldüm.
En son en çok neye şaşırdın?
Ben hiçbir şeye şaşırmıyorum artık bu hayatta.
En son en çok neyi yanlış anladın?
Yanlış manaya ihtimalimi her vakit bir köşede tuttuğum için anlayana kadar bir sonuca varmıyorum. Nasılsa çıkar kokusu diye vakit veriyorum.
En son en çok neye hayır dedin?
Bir periyot arkadaşlarımla buluşmaya daima hayır demek zorunda kaldım. Hem yoğunluktan hem de 1-2 günlük boşlukta yalnızca yatmak istiyorsun.
Çevrendekiler buna anlayış gösteriyor muydu?
Gösteriyordu çok şükür.
Ona aslında o denli olmadığını anlatır mısın?
Anneannem yıllar evvel vefat etti. Son vakitlerde onun anlattıklarını dinliyormuşum üzere yapmışım. Ona, oturup bana şunları baştan anlatsana seni dinlemedim demek isterdim. Zira bir şeyler yaşadıkça anneannem buna emsal bir şey söylemişti aslında durumunu fark ediyorum. Yaşlıları dinlemezsin biraz geçiştirirsin ya o denli oldu.
Kendini affettireceğin bir andasın ve seni dinliyor. Anlatır mısın?
O denli biri yok. Affetmezse affetmesin.
Onu nasıl sevdiğini tanım edebilir misin?
Bir sefer her türlü yanılgıyı tolere edebilecek biri olarak sevdim. Yani yalnızca bağların değil insanın yanılgıya açık olduğunu düşünüyorum. Kimi şeylere gözümü yumabilecek halde sevdim. Bütün hoş gücümü vererek sevdim.
Yanılgılarla sevmek nasıl bir şey?
Majör yanılgılardan bahsetmiyorum. Kendi açımdan kusur olarak gördüğüm şeylere bile anlayışla yaklaşıyorum. Alışılmış bu kendimi övmek olur. Birçok vakit da bu türlü sevmedim. Yeni yeni bu türlü oldum ancak artık alakam yok.
Sence Leyla karakterinin dünyası burada sana bir şey katacak mı?
Doğal ki katacak. Olaylar, konuşmalar… “Leyla ile Mecnun” diyaloglarına bakıldığı vakit komik gözüküyor. Ancak aslında altında derin şeyler de bulabiliyorsun. Muhakkak besleneceğimi düşünüyorum. Saf sevgiyi gösterir.
Bir gün o denli bir şey yaşayacağını düşünüyor musun?
Bu vakte kadar yaşadığım bütün sevgilerde saflık vardı. Tekrar yaşarım.
Arkadaş bu denli yıl geçti hala hatırlarım, ne saçma bir anıydı.
Bir anı var, hatırlıyorum ve çok da üzülürüm buna. Ortaokula yeni geçmiştim ve kızların da bacakları tüyleniyor. Hoşlandığım bir çocuk da var lakin çok utangacım. Aklımdan çıkmıyor ve hatırladıkça hudut oluyorum. Arkadaş ortamında konuşuyoruz, tatlı tatlı bakıyorum ona. Sonra çocuk birden bacaklarıma bakıp “Senin bacaklarında kılların çıkmış.” dedi. Çok üzülmüştüm.
Sonra o öykü bitti mi?
Liseye başladığımda çocuk bana yazdı. Onunla MSN’den konuşurken bakkala içecek almaya gitmiştim bununla konuşmayacağım deyip.
O gemi bir gün gelecek mi?
Hangi gemi olduğuna bağlı. Yani hangi gemiyi beklediğimize bağlı. Fakat bu gemi geldi, onu söyleyebilirim.
Hayatta çok beklediğin gemi var mı?
Beklentiler içerisine girmemeyi hayat stili edinmeye çalışıyorum. Lakin küçük küçük kayıklar beklediğim oluyor.
Dilediğin şahsa, dilediğin bir soruyu 83 milyonun izlediği bir programda sorulma imkanı verildi. Bu kim olurdu ve ona ne sorardın?
Şu beşere şunu sormak isterdim dediğim ve kesim sayesinde denk gelip sorduğum oldu. Mesela geçen gün Ali Atay ile konuştuk. “Leyla ile Mecnun”, “Ölümlü Dünya” üzere Ali’nin yaptığı işler, güldürü anlayışını değiştiren şeyler. Benim de sevdiğim bir güldürü anlayışı. Kabul göreceğini düşünüyor muydun diye sordum. Başta komik değil bu filan demişler ve bunlarla da çaba etmiş. Bu seyahatleri çok merak ediyorum. Zira kendi seyahatimi anlatırken de heyecanlanırım ben. Asıl soruyu cevaplayacaksam Jennifer Lopez ile Ben Affleck’e yıllar sonra tekrar bir ortaya gelmek nasıl bir şey diye sorardım. Yani ex’ten next olur mu?
Hürriyet
