Almanya’da Başbakan Angela Merkel’den evvel iki devir bu koltukta oturan Toplumsal Demokrat Partili (SPD) Gerhard Schröder (77), siyasi görüş ve açıklamalarıyla hala gündem yaratan bir siyasetçi. Schröder; New York, Oxford ve Londra Üniversitelerinde ders veren tarih profesörü Gregor Schöllgen ile birlikte yeni bir kitap yayınladı.
YENİ DÜNYA DÜZENİ
DVA yayınevinden çıkan ‘Letzte Chance’ (Son Şans) isimli kitap dünya çapındaki krizleri irdeliyor. Kitapta, yeni bir dünya nizamına muhtaçlık duyulduğu belirtiliyor ve bunun Batı için son talih olduğu vurgulanıyor. Kitabın sonunda Türkiye, Rusya ve Çin’in dünya siyasetinde kıymetli birer aktör olduğuna işaret edilerek şöyle deniyor: “Batı her vakit yaptığı üzere onlara Soğuk Savaş mantığıyla davranırsa kaybeder. Biz Avrupalıların güzeline gitsin ya da gitmesin, Türkiye Doğu Akdeniz’de artık yadsınamaz hakim güç.”
BATI KUSUR YAPTI
Türkiye’nin bugün Batı’ya karşıt düşmesinin 1952’den beri üyesi olduğu NATO’nun ve onu hiç istemeyen Avrupa Birliği’nin yanlış siyasetlerinin bir sonucu olduğu vurgulanan kitapta şu görüşler yer alıyor: “Biz Avrupalılar, bilhassa de Almanlar, onlarca yıldır bu ülke ve beşerlerine karşı kendini beğenmiş ve aşağılayan bir halla davrandık. Avrupa İktisat Topluluğu ve Türkiye’nin 1963 yılında paydaşlık muahedesi imzalamasından bu yana hiç kimse, Türkiye’ye Almanya kadar sık üyelik perspektifi açmadı. Lakin SPD-Yeşiller koalisyonunun son devri hariç bunların hiçbiri, samimi değildi. Elbette Almanya’nın art planda göç ve mülteci hareketlerini düşünerek 1980’de getirdiği vize rejiminin kaldırılması itinayla tartılmalı. Ancak devamlı oyalama taktiği kabul edilemez.”
BU SİYASET BAĞDAŞMIYOR
“Hem vize serbestisi için onlarca koşulun yerine getirilmesini istemek, hem AB’ye üyelik müzakerelerinde değerli ilerlemeleri ya da Gümrük Birliği’nin güncellenmesini ertelemek, seni istemiyoruz demektir. Ankara’nın Irak, Suriye, Libya ya da Dağlık Karabağ’da savaşmasını birtakım haklı münasebetlerle kınayan biri, o vakit Türkiye’ye savaş bölgelerinden gelen mültecilerin AB’ye geçmesini engellemesi için bir ödeme de yapmamalı. Artık olmayan Batı’nın, yeri gelince her fırsatta lisana getirdiği bedelleriyle bu siyaset bağdaşmıyor. Ve bu siyaset iflas etmeye mahkûm. Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra iş başına gelecek bir hükümetin Türkiye’nin dış siyasetini temelden gözden geçireceğini ve Doğu Akdeniz’de yeni güç durumundan vazgeçeceğini düşünmek dünyadan bihaber olmak demektir. Türkiye bunu yapamaz. Türkiye’nin, başka ülkelerin de, siyaseti ve savaşı onların görüşünce Batı’nın tehditlerine bir karşılık.”
BEKLEME ODASI PERİYODU BİTTİ
Ortadoğu’daki gelişmelere de değinilen kitapta, “Suriye’deki savaş bugün Ankara ve Moskova’nın onayı olmadan çözülemez. Suriye’de hem komşusu hem NATO müttefiki olan hem de milyonlarca mülteciyi ağırlayan Türkiye’ye anahtar rol düşüyor. Nasıl Ukrayna sorunu Putin’e karşı çözülemezse, Erdoğansız da mülteci ve göç krizini sonlandırmak güç. Türk bakan ve cumhurbaşkanlarının, vatandaşlarına vize serbestisi için Bonn yahut Berlin’de onur kırıcı kurallarda ön odalarda beklemek zorunda kaldığı periyotlar artık sona ermiştir.”
ANKARA’NIN İNCİRLİK VE KÜRECİK KOZU
Eski ABD Lideri Donald Trump’ın Türkiye’ye yönelik ‘Ekonominizi çökertiriz’ tehdidini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çok şaşırtan bir formda soğukkanlılıkla karşıladığına değinilen kitapta şu yorum yapıldı:
“Birincisi Türkiye’nin buna karşı şu yahut bu biçimde baskı araçları vardı. Amerikan ordusu İncirlik Üssü’ne ve Kürecik’teki radar üssüne bağımlı. İkincisi Türkiye artık dikkate bedel bir silah endüstrisine sahip. Türk firmaları helikopter, tank ve İsrail üzere çok az ülkenin sahip olduğu insansız hava araçları (İHA) geliştiriyor, üretiyor ve satıyor. Gerçi motor tekniğini hâlâ yabancı ülkelerden tedarik ediyorlar ancak tesirli silah sistemleri Dağlık Karabağ’da, Suriye’de, Irak’ta ve Libya’da kullanımda. Ankara’nın silah endüstrisi ve bölgedeki birçok ülkenin bu silahlara bağımlılığı Türkiye’yi Doğu Akdeniz’de bölgesel güç olma amacına süratle yaklaştırıyor. Ve bu kaçınılmaz olarak dünyanın en eski ve en çatışmalı kriz bölgesi Yakın Doğu’yu etkiliyor.”
SCHRÖDER KİMDİR?
Toplumsal Demokrat Partili Gerhard Schröder, 1998-2005 yılları ortasında Almanya Başbakanlığı yaptı. Hali hazırda Rusya’dan Almanya’ya doğalgaz taşıyacak Kuzey Akım projesinde hissedarlar komitesinin lideri ve Rothschild Yatırım Bankası’nın danışmanı. Schröder ayrıyeten, Hannover 96 futbol kadrosunun da idare şurası lideri.
Hürriyet
